Noel Ağacının Sahibi Kim?

· 6 dakikada okunur
Noel Ağacının Sahibi Kim?

Güzel ülkemizde her yeni yıl öncesinde tartışma konusu olan Noel ağacının aslında neyi simgeliyor olduğunu hiç merak ettiniz mi? Dindar insanları kızdırmak, sekülerleri ağaç nöbeti tutmak zorunda bırakmaktan başka ne işe yarar? Şaka bir yana, Hristiyanlar, diğer birçok inanç ve toplum tarafından sevilen, dünyanın her yerindeki evleri ve ofis binalarını süsleyen Noel ağacı, modern zamanın en ikonik kış geleneklerinden biridir.

Noel ağacı tarih boyunca sadece diğer inançlar için değil, Hristiyanlar için de tartışma konusu olmuştur. Noel bir Hristiyan bayramı olsa da ağaç geleneğinden İncil'de bahsedilmez. Evin ortasına her daim yeşil kalan bir ağaç dikip süslemenin Antik Çağ'dan Orta Çağ'a kadar Hristiyanlıkla yan yana var olan Pagan uygulamalarından türediğine inanılır. Fakat gerçekte, Noel ağacının tarihi çok daha karmaşıktır ve Pagan, Alman, İskandinav, Roma, Hıristiyan ve Viktorya dönemi de dahil olmak üzere birçok geleneğin karışımıdır. Haydi bakalım şimdi Noel ağacının kime ait olduğunu daha yakından inceleyelim.

Kış gündönümü ve Güneş Tanrısı

Doğrudan Noel ağacını olmasa da Paganlar kesinlikle bazı Noel geleneklerini etkilemiştir. Eğer eski Pagan ağaç kültleri veya kış gündönümü festivalleri olmasaydı, modern Noel'i yılın aynı zamanında veya aynı şekilde kutlamayabilirdik.

Kış gündönümü, (kuzey yarımküre için) yılın en kısa günü ve en uzun gecesidir. Güneş gökyüzünde en alçak noktadadır. Birçok Pagan geleneğinde kış gündönümü kutlamalarıyla ilişkilendirilen birkaç tanrı vardır, ancak asıl odak noktası Güneş Tanrısı’dır. Paganlar yılın bu zamanında iyice zayıflamış olan Güneş Tanrısı’nı yaprak dökmeyen bitkilerle yaptıkları süslemelerle kutsuyordu. Bu kutlamalar insanlara güneş tekrar güçlendiğinde büyüyecek yeşil bitkileri hatırlattığı için soğuk ve karanlık kış günlerini atlatmalarına yardım ediyordu.

Antik Çağ ile Orta Çağ'ın başları arasında gerçekleşen Aralık şenlikleri, binaların yaprak dökmeyen bitkilerle süslenmesi, çocuklara hediye verilmesi, eğlence ve şölen düzenlenmesi gibi özellikleriyle modern Noel kutlamalarıyla benzer yanlar barındırıyordu.

Saturnalia ve Yenilmeyen Güneş'in doğum günü

17-23 Aralık tarihleri ​​arasında Romalı Paganlar, tarım ve hasat tanrısı Satürn'ün onuruna Saturnalia kış festivali düzenliyorlardı. Saturnalia, bir çiftçi festivali olarak başlamış olsa da zaman içerisinde devlet tarafından düzenlenen halka açık Saturnalia ziyafetlerine dönüştü. M.Ö. 3. yüzyıl gibi erken bir tarihten başlayarak, Roma İmparatorluğu’nun Hristiyan egemenliğine girdiği M.S. 4. yüzyıla kadar da Saturnalia kutlanmaya devam etti.

Romalılar Güneş Tanrısı Sol Invictus’u onurlandırmak için 25 Aralık'ta Dies Natalis Solis Invicti yani Yenilmez Güneş Tanrısı’nın doğum gününü kutluyorlardı. Romalı Hristiyanlar da sık ​​sık bu şenliklere katılıyordu. Kilise Paganların Hristiyanlığa geçişini kolaylaştırmak için aynı gün İsa'nın doğuşunu kutlamaya karar verdi. Böylece hem İsa’nın hem de Güneş Tanrısı’nın doğum günü 25 Aralık oldu.

Romalı Paganlar, evlerini ve tapınaklarını süslemek için yaprak dökmeyen ağaçları tamamen kesmenin doğaya çok zarar vereceğine inanıyordu. Kış şenliklerinde evlerini ve tapınaklarını süslemek için yaprak dökmeyen çalıların ve ağaçların dallarını kullanarak çelenk yapmayı tercih ediyorlardı. Bu çelenkler yuvarlak tasarlandığı için de sonsuz döngüyü, güneşin sıcaklığının geri döneceğini simgeliyordu.

Yule

Kuzey Avrupa'da ise Pagan İskandinavlar ve Germen halkı, kış gündönümünü Yule ile kutluyorlardı.  Doğanın yeniden uyanışını vurgulamak amacıyla 25 Aralık'ta başlayan Yuletide festivali 12 gün sürmekteydi. Şimdilerde Yule’yi kış gün dönümüyle birleştirerek 21 Aralık’ta kutlayanlar da var.

Biri tarafından hediye edilirse daha da anlamlı olan özel seçilmiş bir kütük evin içine taşınır, ve ocağın önüne yerleştirilirdi. Geçen senenin Yule kütüğünden sırf bu işi için saklanmış olan ufak bir parçayla tutuşturulup ocakta yakılmaya başlanırdı. Kütük yandıkça ocağın içine doğru ittirilirdi. Kütüğün dışarıda kalan kısmıysa yaprak dökmeyen ağaçların dalları ve böğürtlenlerle süslenirdi.

İskandinav halkları her daim yeşil olan çoban püskülü ve ökseotunun kış karanlığı üzerinde özel bir güce sahip olduğuna inanıyordu. Kötü ruhları kovmak için kapılarına, pencerelerine bu bitkilerin dallarını asıyorlardı. Kozalak ve ağaç iğneleri ise havayı tazelemek ve kötü ruhlardan korunmak için kapalı mekanlarda yakılırdı.

Ülkemizde çoban püskülü bitkisi bulunmasına rağmen yılbaşında evlere kokina koymak geleneği vardır. Bu gelenek muhtemelen azınlıklar tarafından başlatılmış ve zamanla (özellikle İstanbul'da) halka yayılmıştır. Kokinalar aynen çoban püskülü gibi dikenli bir bitkiye kırmızı meyvelerin tek tek elde bağlanmasıyla yapılır. Yapımı oldukça meşakkatlidir ve uzun süre bozulmadan dayanır.

Rönesans Almanya’sı ve Cennet Ağaçları

Bazı Hristiyan gruplar Noel üzerindeki eski Pagan etkileri konusunda endişe duysa da aslında şimdiki haliyle Noel nispeten modern bir gelenektir. Noel ağacı, zencefilli kurabiyeden yapılmış evler, ağaçlara asılan cam süsler, Noel pazarları ve fındıkkıranlar da dahil olmak üzere pek çok Noel geleneği, Rönesans Almanya'sından kaynaklanmaktadır. Noel Baba'nın modern fikri ve görsel temsili bile birçok geleneğin birleşimi olmasına rağmen ağırlıklı olarak Alman'dır. Belki başka bir yazımızda da Noel Baba’yı daha yakından inceleriz.

16. yüzyılın başlarında Almanya'da, 24 Aralık'ta kutlanan Adem ve Havva Bayramı için evlere Cennet’teki ağacı temsilen Cennet Ağaçları dikilir ve ağaçlar günahları simgeleyen elmalar, ve günahlardan arınmayı simgeleyen gofretlerle süslenirdi.

18. yüzyılda üst sınıfa mensup Almanlar evlerindeki ağaçlara cam toplar, süslü piramit benzeri küçük bir çerçeve olan ve üstünde bir mum bulunan "Noel Işığı" yerleştirmeye başladı. Bu ışık İsa'nın doğuşunu simgeliyordu.

Bu tarihlerde yeni kıtaya doğru yola çıkan Alman göçmenler Noel ağacını beraberlerinde Amerika'ya getirdiler. Kraliçe Victoria'nın Alman kocası Prens Albert'in Windsor Kalesi'ne bir Noel ağacı yerleştirip süslemesinden sonra Noel ağacı ABD, İngiltere ve Kanada'da halk arasında da popüler hale geldi.

Günümüzdeki dini geleneklerin ve festivallerin çoğu, modern ve kadim birçok kültürel geleneğin birleşimiyle oluşmuştur. Bu onları daha iyi veya daha kötü değil sadece daha anlamlı yapar. Benim fikrime göre evin baş köşesine canlı veya plastik bir ağaç koyup süslemek soğuk ve karanlık kış gecelerini şenlendirecek bir gelenektir. Elbette soğuk kış karanlığını bilmeyen bazı çöl haklarının bunu anlaması beklenemez, beklenmemelidir de. Her gelenek ortaya çıktığı coğrafyanın izlerini taşır, oraya özgüdür.

Şimdi yazının en eğlenceli ve büyülü kısmına geldik. Benim gibi cadılar bu dilek ritüelini denerken kendileri için uygun olacak şekilde uyarlayabilirler.

Öncelikle bir ağaç parçası buluyoruz. Özellikle buluyoruz dedim çünkü kesmek ya da koparmak yasak. Sadece kendiliğinden kuruyup düşmüş bir tahta parçasını kullanmanız gerekiyor. Bu bir dal olabilir, ağaç kabuğunun veya kökünün bir parçası olabilir. Eğer bulmak mümkünse, farklı dilekleriniz için farklı ağaçlar kullanabilirsiniz.

·       Ruhani algılarınızın açılması için kavak

·       Güç ve bilgelik için meşe

·       Refah için çam

·       Doğurganlık için huş ağacı kullanabilirsiniz.

Eğer bu ağaçlardan düşen bir parça bulamazsanız lütfen üzülmeyin. Bütün ağaçlar büyülü ve dilekleri gerçekleştirecek kadar güçlüdür.

Dileklerinizi, evet birden fazla olabilir, ayrı kağıtlara yazıp katlayın. Hepsini tek tek kırmızı iplerle ağaç parçanıza bağlayın ve bunu yaparken üçer tane düğüm atmayı unutmayın. Düğümlerin kağıtların üstüne denk gelmesine dikkat edin ve kırmızı bir mumu damlatarak düğümlerinizi mühürleyin. 21 Aralık gecesine kadar dilek ağacınızı ay ışığı görecek bir yerde tutun ve o gece tamamen (bağladığınız dilek kağıtlarıyla beraber) yakın. Lütfen yangın riskinden kaçının ve eğer ağaç parçanızı güvenli bir şekilde yakacak koşullara sahip değilseniz ritüeli kendinize uyarlayın. Örneğin ağaç parçası yerine kahverengi bir mum kullanın, dilekleri bağlamak yerine mumum etrafına yazın ve 21 Aralık gecesi mumu kendi kendine sönene dek yakın.

Kış gün dönümünüz kutlu, bütün dilekleriniz gerçek olsun.

Mastodon