"Samhain gecesi yaklaşırken perde gittikçe incelir
Güvendiğimiz bilgelikleriyle bize yolculuğumuzda rehberlik etsinler diye
Kalbimize yakın tuttuğumuz ölmüşlerimize sesleniriz
Ateş, ziyafet ve kutlama, altın ve bakır renkli yapraklar tutuşur
Önümüzde yeni bir yıl var
Babanın babasıyla yüksek perdeden bir şarkı söyle
Bütün bir sene bu anı bekledin
Annenin annesiyle ayinsel ritme katıl ve dans et
Onların zamanı aşıp gelen bilgeliklerini onurlandır"
Türkiye’de Cadılar Bayramı olarak bilinen Samhain aslında onu yasaklayan dinlerden daha eski bir kökene sahiptir. Çıkış noktası Kelt pagan kültürü olan kutlama, 1 Kasım'da (ve öncesindeki gece) gerçekleşen bir Kelt festivalidir ve hasat mevsiminin sonunu ve kışın başlangıcını işaret eder.
Hristiyanlık yayıldıkça diğer pagan gelenekleri gibi Hristiyanlık içerisinde eritilmiş ve ortaya Halloween çıkmıştır. 19. Yüzyılda göçlerle Kuzey Amerika’ya da taşınan Halloween aslında All Hallows’ Eve’in kısaltmasından başka bir şey değildir.
İrlanda’nın ilk yazılı eserlerinde (9. yy) Samhain’den mitolojideki birçok önemli olayla ilişkilendirilerek bahsedilmiştir. Bu kaynaklarda, Samhain'in büyük toplantılar ve ziyafetlerle kutlandığı ve eski gömü höyüklerinin bu gece açıldığı anlatılmıştır. O çağda höyükler, diğer dünyaya açılan kapılar olarak görülmekteydi. Samhain gecesi, bu dünya ve diğeri arasındaki perde incelmekte ve bu sayede atalarla iletişim kurmak mümkün olmaktaydı.
Festival hakkında çok fazla kayıt olmasa da bazı geleneklere dair bilgimiz var. Örneğin kötü niyetli ruhların gerçek dünyaya geçişini engellemek için koruyucu ve temizleyici güçlere sahip olduğuna inanılan özel meşaleler yakılırdı. Yine korunma amacıyla şalgam, turp ya da balkabağı gibi dayanıklı meyveler oyulup içlerine ateş yerleştirilirdi. Kış boyunca insanların ve sığır sürülerinin hayatta kalmasını sağlamak için ölülere yiyecek ve içecek sunulurdu. Ölü akrabaların ruhlarının evleri ziyaret ettiğine inanıldığı için onlar için de masa kurulurdu. Ruhlardan korunmak için kostüm giymek ve yüz boyamak da gelenekler arasındaydı. Zira kehanet de festivalin bir başka parçasıydı. Dileyenler İrlanda mitolojisindeki söylenceleri daha ayrıntılı olarak araştırabilir. Şimdi yukarıda sıraladığımız Samhain geleneklerine daha ayrıntılı bir göz atalım.
Ateş
Beltane'de olduğu gibi, Samhain'de de tepelerde büyük ateşler yakılır ve bunlarla ilgili ritüeller gerçekleştirilirdi. Bazı araştırmacılarca bu ateşlerin güneşi taklit eden bir tür “sempatik büyü” olduğu öne sürülmektedir. Güneşin bitkilerin büyümesine yardım ettiği düşüncesiyle olumlu gelişmeleri çağırma ve aynı zamanda karanlığı ve kötülüğü bastırma gücü olduğu düşünülmekteydi. Ateş aynı zamanda zararlı etkileri sembolik olarak yakıp yok etmek için de kullanılmış olabilir. Ateşin, dumanın ve külün koruyucu ve temizleyici güçlere sahip olduğuna inanılmaktaydı.
Ayin ateşleri için yalnızca belirli türde odunlar kullanılır, o yörede yaşayanlar ocaklarını bu ateşle tutuştururlardı. 19. yüzyılda İskoçya'nın bazı bölgelerinde, koruma amaçlı olarak yanmış çam veya çimenlerden yapılan meşaleler evlerin ve tarlaların etrafında güneş yönünde taşınırdı. Bazı yerlerde insanlar Samhain gecesi ocağını söndürürdü. Her aile daha sonra kendi ocağını ayin ateşini kullanarak yakardı. Eski ateşi söndürmek ve yeni ateş yakmak, geçmiş senenin hesaplarını kapatıp yeni seneye giriş anlamı da taşırdı.
Ruhlar
Samhain, bu dünya ile diğer dünya yani ruhlar dünyası arasındaki sınırın daha kolay geçilebildiği bir geçiş zamanı olarak görüldüğünden, ruhlara teşekkür etmek gerektiğine inanılıyordu. Sunaklara yiyecek ve içecek konur, insanların ve besi hayvanlarının kışı rahatça atlatabilmeleri için tarladaki ürünlerin bir kısmı toplanmaz, tarlada bırakılırdı.
Ayrıca, insanlar ruhları (bazılarına göre pagan tanrıları ve doğa ruhlarının kalıntıları) incitmemeye özen gösterir, kötü niyetli ruhlarıysa uzak tutmaya çalışırlardı. Bunun için de evlerinden uzaklaşmazlar, karanlıkta yürümek zorunda kaldıklarında kıyafetlerini ters giyer, yanlarında demir veya tuz taşırlardı.
Kışın başlangıcı, doğanın ölümünü de çağrıştırdığı için ölüler Samhain’de özel bir saygı görürdü. Ölmüşlerin ruhlarının evlerine döndüğü düşünüldüğünden yemek masasında ve ateşin yanında onlar için de yer hazırlanırdı.
Kostüm
Samhain geleneklerinden biri de özel kıyafet veya maskelerle evden eve dolaşarak yiyecek karşılığında şarkılar söylemek veya şiirler okumaktı. Ruhları taklit edenler onlar adına sunuları toplarlardı. Ruhları taklit etmek de onlardan korunmanın bir yoluydu. Şimdiki kostümlü partilerin bu geleneğin bir uzantısı olduğu çok açık.
İskoçya'da genç erkekler maskeli, peçeli, boyalı veya ayin ateşinin külüyle siyaha boyanmış yüzlerle evden eve dolaşırlar ve istedikleri yapılmazsa zarar vereceklerine dair tehditler savururlardı. Bu eşek şakaları bazı bölgelerde Samhain’in Şaka Gecesi olarak da adlandırılmasına sebep olmuştur. Şaka geleneği önce bütün Birleşik Krallık’a daha sonra da Kuzey Amerika’ya yayıldı ve günümüzdeki “trick or treat”, “şaka mı şeker mi” geleneğine evrildi. Günümüzde çocuklar kostümleriyle kapı kapı dolaşıp şeker toplamaya devam ediyor.
Kehanet
Ayin ateşleri kehanet amacıyla da kullanılırdı. Örneğin bir geleneğe göre ateşin etrafına halka şeklinde herkesi temsil edecek taşlar yerleştirilirdi. Daha sonra ayine katılanlar ellerinde meşalelerle ateşin etrafında koştururlardı. Sabah olduğunda taşlar incelenir ve eğer yerinden oynamış bir taş varsa o kişinin o seneyi çıkaramayacağı düşünülürdü.
Kelt mitolojisinde ölüm ve evlilikle ilgili birçok ritüel bulunmaktadır. Bu kehanet ritüellerinde genellikle elma ve fındık kullanılır, elma diğer dünya ve ölümsüzlükle, fındıksa ilahi bilgelikle ilişkilendirilirdi. Örneğin elmalar tek bir uzun şerit halinde soyulur, soyulmuş kabuk omuza atılır ve kabuğun şekli gelecekteki eşin adının ilk harfini oluşturduğu söylenirdi. Buna benzer bir gelenek Anadolu’da da mevcuttur ve bekar bir kız tek bir uzun şerit halinde soyduğu portakal kabuğunu yastığının altına koyarsa o gece evleneceği adamı rüyasında göreceğine inanılır.
Bir diğer geleneğe göre evlenecek bir çift için ateşe iki fındık konur, eğer fındıklar alevler yüzünden zıplayıp uzaklaşırsa bu evliliğin kötü olacağına işaret ederdi. Eğer fındıklar yavaşça kavrulursa bu çiftin iyi anlaşacağına yorulurdu.
Bir diğer gelenekte de gençler kargaları kovalar ve bazı şeyleri kuşların sayısından veya uçtukları yönden kehanet ederlerdi. Günümüzde karga (bazen de saksağan) sayısına bağlı kehanet ve bunu anlatan çocuk şarkıları halen yaşamaktadır.
“One for sorrow
Two for joy
Three for a girl
Four for a boy
Five for silver
Six for gold
Seven for a secret, never to be told
Eight for a wish
Nine for a kiss
Ten for a bird you must not miss”
Son olarak benim gibi cadılar için ufak bir Samhain ayini: sadece bir muma ve bir elmaya ihtiyacınız var. Samhain Kelt yılının sonu ve yeni yılın başlangıcı olduğu için, bu dönemi geçen Samhain’den bu yana ne kadar yol geldiğimizi değerlendirmek, bize verilen, öğrendiğimiz ve deneyimlediğimiz şeyler için teşekkür etmek için kullanabiliriz.
Ayine başlamak için bir mum yakın ve alevine bakarak bütün varlığınızın yayılarak bu dünyaya ve diğerine dağıldığını hayal edin. Sonra yavaşça elmanızdan ısırıklar almaya başlayın. Her bir lokmada neler başardığınızı, neleri deneyimlediğinizi, neler öğrendiğinizi düşünün. Elmayı yarıya kadar yediğinizde mumu üflemeden, parmaklarınızı ıslatarak söndürün. Elmayı dışarıda uygun bir yere, doğaya ve ruhlarına geçmiş senede size sunulan her şey adına teşekkür etmek için bırakın.
Mutlu ve büyülü bir Samhain dileklerimle…